7 Ocak 2013 Pazartesi

Doktora tezi bitince hayat devam ediyormuş

29 Mayıs'ta savunmamı, bölüm tarihinde çok az görülen kalabalık bir izleyici kitlesinin de (yaklaşık 30 kişi) katılımıyla tez jürime yaptım.  İnsanların ne yaptığımı merak ettiklerini biliyordum ama yine de bu kadar dinleyici beklemiyordum açıkçası. Herkes hem tezimi hem de sunumumu çok beğendi. Çok iyi bir iş yaparken onun iyi olduğunu gösterip anlatabilmek de önemli. İsteyince bunu yapabiliyormuşum demek ki. Jüri üyelirinden biri Boğaziçi Üniversitesi'ndendi. Onlarda tez savunmasını başarıyla geçen kişiye cübbe giydiriyorlarmış. Onun önerisiyle cübbe giydim ama hocam kendi profesör cübbesini giydirmekte ısrar etti ve doktor olduğum gün profesör cübbesini giymiş oldum. Zaten beni doçent olarak görmek kendisinin  en büyük arzularından biri. Bakalım ne zaman olacak? Ya da olacak mı?

Jüri ile birlikte
Temmuz itibiraiyle resmen doktor ünvanını aldım ama akademik hayatımda birşey değişti mi? Ben çok farketmedim açıkçası. Yine dersler, yine deneyler, yine bürokrasi... Ne zaman değişecek bilmiyorum. Ancak artık daha büyük düşünmenin zamanı geldiğini anladım bu geçen zaman zarfında. Daha yeni hedeflere daha yeni şeyler yaparak ulaşmaya çalışmak gerekiyor artık.

Bu arada tezimde geçen sözcüklerden, yeralma miktarlarına göre oluşturulmuş sözcük bulutu da aşağıda.